Belki vardır ya bulutların üstünde bir dünya
Orada yaşamak isterdim
Belki vardır ya kötülük olmayan yer
Orada uçmak isterdim
Kanatlarımın beni götürmek istediği
Uzak diyarlardaki
Çocukları sevip
Yaşlıları selamlamak isterdi
Özgürlüğün simgesi olmayı
Kanatlarımda özgürlüğü taşımayı isterdim
İyi olup
Dünyayı kötülükten korumak isterdim
Korkmayın ben yukarıda iyiyim
Acayip gelecek ama
BEN BİR GÜVERCİNİM
Ne gece, ne karanlık, ne de yorgun sonbahar,
Görmezmisin hasrete nice yağmurlar yağar.
Akşam yiter,gece biter,ardından güneş doğar,
Bekle çocuk elbette yüreği pas tutmayan,
Gönüllerde var
Seni seviyorum yüreği temiz çocuk.
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.
Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.
Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...
Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.
Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.
Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.
Sevdim işte ötesi yok...
....................................................
bardaktan boşanırcasına yağmur
aklımda sen...
........ işte bekliyorum yine
hayal üstüne,hayal kuruyorum,
cevapını bulamadığım sorularla,
yoğruldum bu gece.
gözlerim taş duvarlarda,
ağlamaklı bekliyorum yine,
keşke keşke gelebilsen...
ne dokunmak,ne sarılmak
nede öpmek,
yalnızca karşımda seni bulmak...
bunca yalnızlığa değermisin bilmem?
aklımsa yalnızca sen...
.................................................
şelale gibi dağılan sacların
yem yeşil gibi parlayan gözlerin
denizler gibi derin
okyonuslar kadar büyük aşkım
yüreğin yokluğla yok oluşum
her dakika seni arayısımla
hasret rüzgarları eser
vurur tenime
kuruyan dökulen yapraklarım
işte onlar gözyaşlarım
...................................................
gözlerinin tuzu yakmaya başlar önce yüzünü
yüzün yanar sanırsın oysa yanan yüreğindir
ızdırabını çektiğin nedir yaşadığın mı yaşayıpta hayatından
atamadığınmı
gene yalnızlığa oynuyorsun zarlarını...
bu kumarı kaybetmek için oynuyorsun
içim acıyor sanki binlerçe bıcak yarası var vucudumda
binlerce acı gücümün yetmediği bir acı
ne çığlık atacak nede ağlayacak gücüm var .......
susmak ........
bütün acıların çığlık çığlığa haykırırken susmak ...........
ellerin soğukmu ......
sesin duyulmaz olur hayatmı hırsız ..
kadermi hırsız ..
senden çaldığı sadece bir sevgimi
gelmişinmi geçmişinmi geleceğinmi ..
rüyalarındaki sıcaklıkmı senden çalınan
seni bu soğukluktan kurtaracak kibrirtlerin yokmu
yokmu herkibrite sakladığın hayallerin
soğukluğa teslim ediyorsun herşeyini
yaraların uyuşuyor acılar hisedilmiyor
dönüp kendine baksan kan revansın
şuursuz bir acısızlık
hisedebilmek .......
senden çaldığı budur hayatın
hisedebilmek......
keşke sengibi unutabilsem herşeyi:(